
Girişimsel Radyolojinin Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri
Girişimsel radyoloji, minimal invaziv yöntemler kullanarak çeşitli tıbbi durumların tedavi edilmesinde önemli bir rol oynar. Ameliyatsız tedaviler, genellikle kan damarları üzerinden yapılan işlemlerle gerçekleştirilir ve hastaların iyileşme sürecini hızlandırır. Bu tedavi yöntemleri, anjiyografi, stent yerleştirme, embolizasyon, biyopsi, ablasyon gibi işlemleri içerir. Girişimsel radyoloji, kanser tedavisinde, damar tıkanıklıkları, iç organ hastalıkları ve bazı ağrı yönetimi durumlarında kullanılır. Genellikle lokal anestezi altında yapılan bu işlemler, cerrahi müdahalelere kıyasla daha düşük risk ve daha kısa hastanede kalış süresi ile sağlanır, bu da hastalar için büyük bir avantaj sağlar.

Girişimsel Radyoloji ile
Varis Tedavisi
Girişimsel radyoloji, varis tedavisinde minimal invaziv yöntemler sunarak hastaların cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymadan tedavi edilmesini sağlar. Bu yöntemler arasında en yaygın olanı, endovenöz lazer tedavisi (EVLT) ve radyo frekans ablasyonu (RFA) gibi damarları kapatarak kan akışını normale döndüren uygulamalardır. Bu işlemler, varisli damarların lazer veya radyo frekans enerjisiyle kapatılmasını sağlar, böylece varislerin görünümü azaltılır ve hastaların ağrıları hafifletilir. Girişimsel radyolojik teknikler, genellikle lokal anestezi ile yapılır ve hastalar hızlı bir şekilde günlük aktivitelerine dönebilir. Bu tedavi seçenekleri, cerrahi müdahale gereksinimini ortadan kaldırarak daha hızlı iyileşme süreleri ve düşük komplikasyon riski sunar.
Girişimsel Radyoloji ile
Varikosel Tedavisi
Girişimsel radyoloji, varikosel tedavisinde minimal invaziv yöntemler sunarak, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan etkili çözümler sağlar. Varikosel, testisleri besleyen damarların genişlemesiyle oluşan bir durumdur ve genellikle ağrı, kısırlık ve testislerde küçülme gibi sorunlara yol açabilir. Girişimsel radyolojik tedavilerde en sık kullanılan yöntemler, skleroterapi ve embolizasyon işlemleridir. Bu işlemlerle, genişlemiş damarlar kapatılır veya tıkanır, böylece kan akışı normale döner ve hastaların şikayetleri azalır. Lokal anestezi altında yapılan bu tedavi yöntemleri, hastaların hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar ve cerrahiye kıyasla daha düşük risk ve komplikasyonla sonuçlanır.


Girişimsel Radyoloji ile
Miyom Tedavisi
Girişimsel radyoloji, miyom tedavisinde minimal invaziv bir seçenek sunar ve hastaların cerrahi müdahale gereksinimini ortadan kaldırır. Miyomlar, rahimdeki iyi huylu tümörlerdir ve genellikle kanama, ağrı ve kısırlık gibi sorunlara yol açabilir. Girişimsel radyolojik tedavi yöntemlerinden en yaygın olanı, uterin arter embolizasyonudur. Bu yöntemle, miyomu besleyen damarlar tıkanarak, miyomun küçülmesi sağlanır. Prosedür genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hastalar hızlı bir şekilde iyileşir. Girişimsel radyoloji, cerrahiye kıyasla daha kısa iyileşme süresi ve düşük komplikasyon riski sunar. Ayrıca, rahmin korunmasına yardımcı olarak, özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için önemli bir seçenek oluşturur.
Girişimsel Radyoloji ile
Tiroid Nodülü Tedavisi
Girişimsel radyoloji, tiroid antrası (tiroid nodülü) tedavisinde minimal invaziv bir seçenek sunar. Tiroid nodülleri, genellikle iyi huylu olsalar da bazen boyun bölgesinde şişlik, ağrı veya hormon dengesizliklerine yol açabilir. Girişimsel radyolojik tedavi yöntemlerinden biri, iğne ile perkütan alkol ablasyonudur. Bu yöntemle, nodül içine alkol enjekte edilerek, dokunun küçülmesi sağlanır. Ayrıca, laser ablasyonu gibi diğer minimal invaziv teknikler de kullanılabilir. Bu işlemler lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hastalar genellikle hızlı bir şekilde iyileşir. Cerrahi müdahale gereksinimi ortadan kalktığı için, hastaların iyileşme süreleri daha kısa olur ve komplikasyon riski azalır.


Girişimsel Radyoloji ile
Biyopsi
Girişimsel radyoloji, tıbbi görüntüleme teknikleri kullanarak hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir alandır. Girişimsel radyolojik biyopsi, bu alanda hastalıklara dair doku örnekleri almak için yapılan bir prosedürdür. Ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi yöntemlerle hedeflenen bölgeden, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan küçük bir iğne ile örnek alınır.
Bu yöntem, hastaya daha az zarar vererek hızlı bir iyileşme süreci sunar ve genellikle lokal anestezi altında yapılır. Alınan doku örnekleri, hastalığın türünü ve tedavi gereksinimlerini belirlemek için laboratuvar ortamında incelenir. Girişimsel radyolojik biyopsiler, doğru tanı koyma ve tedavi planları oluşturma açısından önemli bir rol oynar ve cerrahi işlemlere göre daha düşük risk taşır.
Girişimsel Radyoloji ile
Pelvik konjesyon sendromu
Pelvik konjesyon sendromu (PCS), pelvik bölgedeki damarların genişlemesi nedeniyle kanın geri birikmesiyle ağrı ve diğer semptomlara yol açan bir durumdur. Girişimsel radyoloji, PCS tedavisinde minimal invaziv bir seçenek sunar. Bu tedavi genellikle pelvik damarların embolizasyonu ile yapılır; damarlar içine tıkayıcı maddeler enjekte edilerek kan akışı engellenir. Embolizasyon, cerrahi müdahaleye göre daha az invaziv olup hastanın iyileşme sürecini hızlandırır. PCS tanısı, görüntüleme yöntemleriyle konur ve girişimsel radyologlar bu yöntemleri kullanarak tedavi planını belirler. Bu yöntem, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmede etkili bir seçenek sunar.
